Bir avuç kahve çekirdeği… Tropik topraklardan toplanıp, zamanın öğütücü ellerinde un ufak edilen bu sihirli taneler, kıvamını buldukça bir kültüre, bir ritüele dönüşür. Kahve, yalnızca bir içecek değil; dostlukların perçinlendiği, zamanın durduğu, sohbetlerin en tatlı yerinde bitmesini istemediğimiz bir anın ta kendisidir.
Türk kahvesi, kahve çekirdeğinin uzman ellerde incecik öğütülerek, közde ya da ağır ateşte sabırla pişirilmesiyle ortaya çıkan bir sanat eseridir. Köpüğü bol, kıvamı yoğun, aroması derin… Her bir fincan, içinde yüzlerce yıllık bir mirası barındırır. Osmanlı’dan günümüze uzanan bu eşsiz gelenek, kahvehanelerden saray sofralarına, dost meclislerinden yalnızlığın dingin köşelerine kadar her yerde kendine yer bulmuştur.
Bir Fincan Kahvenin Peşinde: Gelenekten Lezzete Bir Yolculuk
İncecik öğütülmüş kahve çekirdeklerinin, bakır cezvede ağır ağır pişirilmesiyle ortaya çıkan eşsiz bir lezzet… Türk kahvesi, sadece bir içecek değil aynı zamanda bir kültürdür. Yüzyıllardır dost meclislerine eşlik eden, derin sohbetlerin mihenk taşı olan ve fal kapatıldığında umutlarla buluşan bu kadim lezzet, zamanın ruhunu içinde saklar.
Osmanlı saraylarından kahvehanelere, konağın başköşesinden en mütevazı evlere kadar her yerde bir ritüel olarak varlığını sürdüren Türk kahvesi, kendine özgü pişirme yöntemi ve sunumuyla diğer kahvelerden ayrılır. Öyle ki kaynamadan pişmesi, köpüğünün bol olması ve küçük fincanda sunulması ona asil bir kimlik kazandırır. Bir yudum aldığınızda önce yoğun aroması, ardından damakta kalan yumuşak telvesiyle geçmişten gelen bir mirası hissettirir.
Yazın bir dost meclisinde, serin rüzgâr eşliğinde kışın soba başında elleri ısıtan bir fincan… Baharın çiçek kokularına karışarak sonbaharın hüznüne ortak olarak içilir. Zaman değişse de mekân farklılaşsa da her gün için Türk kahvesi; kokusuyla, tadıyla ve kırk yıllık hatır bırakan sıcaklığıyla hep aynıdır.
Şekerli, orta ya da sade… Her fincan, içen kişinin ruh halini yansıtır. Yanında lokum ya da hurma ikram edildiğinde, bu zarif sunum adeta bir misafirperverlik nişanesi olur. Kahve fincanı kapatılıp ters çevrildiğinde, kaderin çizgileri telvede belirir ve fısıltılı bir merakla fal yorumları başlar.

Hem Lezzet Hem Kültür Hem Şifa Kaynağı
1000 yılı aşkın gelenek olan Türk kahvesi aynı zamanda evlenmeden önce çiftlerin aileleri tanıştığı ikram edilir. Türk geleneklerinin başında gelen tuzlu kahveyi içebilen damat adayı herkese ‘evleneceği eşini ömür boyu mutlu edeceğine’ söz vermiş kabul edilir.
Bir fincan kahve sadece bir lezzet değil aynı zamanda bir şifa kaynağıdır.
Her gün bir fincan Türk kahvesi:
☕️İçindeki antioksidanlarla bedeni arındırır.
☕️Zihni açar.
☕️Kalbe iyi gelir.
☕️Yorgunluğa inat, uykusuz gecelere dost olur.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır!
Ne demişler? “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” Türk kahvesi, hatıraları taze tutar, dostlukları pekiştirir, zamana meydan okuyan lezzetiyle kültürümüzün en değerli parçalarından biri olmaya devam eder. Bu sözün hikayesi ise şöyledir:
Osmanlı zamanında İstanbul’da yaşayan bir yeniçeri bir gün bir Rum kahvecinin dükkânına girer ve kahve içmek ister. Kahveci, misafirine bir fincan kahve ikram eder. Aradan yıllar geçer, Osmanlı Devleti’nin sınırları genişler ve bazı topraklar fethedilir. Bu sırada yeniçeri, Osmanlı ordusunun komutanı olarak bir bölgenin yönetiminden sorumlu olur.
Bir gün, esir alınan yerel halk arasındaki bir Rum dikkatini çeker. Adamı yakından incelediğinde, yıllar önce kendisine kahve ikram eden kahveci olduğunu fark eder. Ona zarar verilmesini önler ve özgürlüğüne kavuşturur. Bunun üzerine kahveci şaşkınlıkla neden kendisine bu iyiliği yaptığını sorunca, yeniçeri şu yanıtı verir:
“Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.”
Kahve, Türk kültüründe sadece bir içecek değil aynı zamanda bir misafirperverlik ve dostluk simgesidir. Birine kahve ikram etmek ona değer vermek anlamına gelirdi. Bunun için içilen bir fincan kahvenin bile uzun yıllar sürecek bir dostluk ve hatıra anlamı taşıdığına inanılmıştır.
Yeni sezonda Kilikya Palace‘da dumanı üzerinde Türk kahvenizi nasıl alırsınız?